article_jule (36407)

ENBD, Banking on Climate Chaos raporunun listesinde değerlendirmeye alınmadı, ancak banka Dubai Emiri ve ailesinin yönetiminde olan Dubai Yatırım Korporasyonu adındaki varlık fonuna ait. ENOC, yani Dubai’nin ulusal petrol şirketi de aynı çatı altında yer alıyor. 2007’de Oyak Bank’ı satın alan Hollandalı ING Bank, fosil yakıtlara en çok yatırım yapan bankalar listesinde 28. Paris Anlaşması’nı mecliste neredeyse altı yıl sonra onaylayan, fosil yakıtlara halen çok yüksek kamu desteği sağlamayı sürdüren Türkiye’de bankacılık sektörü fosil yakıtlara yatırım konusunda ne kadar bilinçli? Hükümetin Paris Anlaşması’nı geciktirdiği dönemde iş dünyası, dünyadaki trendlerden geri kalmamak adına “net sıfır emisyon” hedeflerini gündemine almaya başladı. Ancak, hemen hemen her etik kriterin benimsenmesinde yaşandığı üzere, Türkiye’de özel sektörün bu konuda izlediği tutum ikircikli ve yanıltıcı söylemlere gebe. Bunların yanı sıra, özellikle gelişmekte olan ülkelerde mikrofinans modelini beimseyerek küçük girişimcilere, iş sahiplerine kredi sağlayan etik bankalar bulunuyor. Tacikistan’dan, Bangladeş’ten Güney Amerika’ya Değerler Üzerine Bankacılık İttifakı’na katılan, öncelikli olarak bir topluluğun gelişimine finansal kaynak yaratmayı amaç edinmiş bankalar da var.

  • Covid-19 pandemi sürecinin hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler bakımından kolay atlatılabilmesinde pandemiye karşı alınacak tedbirlere uyum noktasında toplumsal duyarlılığın önemi ortadadır.
  • Özellikle pandemide ekonomik destek paketlerinden fosil enerjiye dayalı sanayiler bir hayli yararlandı.

Öğrencinin derse olan tutumunu; söz konusu faktörlerden hangisinin ne kadar etkilediğini tespit etmek amacıyla önce faktör analizi yapılmış ve akabinde doğrulayıcı faktör analizi yani yapısal eşitlik modelinden faydalanılmıştır. Yapılan eşitlik modelleri ve analizler sonucunda da; öğretim elemanı faktörünün; öğrencinin tutumu, öğrenme yöntemi, öğrenme ortamı ve aile olarak belirlenen diğer faktörler üzerinde net olarak olumlu bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. 231 gibi düşünsel haritalar yaratılarak çeşitli kuramlar geliştirilmiş ve bu kuramlar sonucunda ülkeler ulusal güvenliklerini ve dış politikalarını şekillendirmişlerdir. Ve günümüzde Soğuk Savaş sonrasında değişen koşullar çerçevesinde bunlara bir de jeokültürel yaklaşımla medeniyetler çatışması (Huntington, 2002) eklenmiştir. Jeostratejik modelin temel vurgusu devletlerin yaşamsal çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla askeri stratejinin ön planda tutulmasıdır. Bu strateji geniş toprak egemenliğinin kurulması veya denetlenebilmesi için stratejik bölgeler, boğazlar ve doğal kaynaklar üzerinde odaklanmıştır. Büyük güçlerin dünya egemenliği ve denetimini simgeleyen jeostratejik yaklaşım rakip güçlerin sınırlandırılmasını hedeflemektedir ve strateji buna göre çizilmektedir.

TEB’in bankaya logosunu veren azınlık ortağı BNP Paribas ise fosil yakıtlara en çok yatırım yapan bankalar listesinde 10. Türkiye’de bankaların petrol ve doğalgaz yatırımlarını tespit etmek kapsamlı bir araştırma gerektiriyor. Ancak, ilişkilendikleri holdingler ve ortaklar üzerinden bazı saptamalar yapmak mümkün. Ancak kimi analizcilere göre toplumsal baskının yanı sıra siyasi baskının sürekliliği de önemini koruyor. Alman Yeşiller’in düşünce kuruluşu Heinrich Böll vakfı uzmanları Jörg Haas ve Barbara Unmüßig birçok ülkede fosil yakıt sektörünün seçilmiş siyasi liderlerle çok yakın ilişkileri olduğuna dikkat çekiyor. Bunun neticesinde de birçok devlet fosilden çıkış için gerekli düzenleyici adımları ve değişimi geciktiriyor. İki uzman, vakfın internet sitesinde yayınlanan bir makalede devletin karbon fiyatlandırma, vergilendirme gibi uygulamalarla fosil yakıtlardan çıkış hedefi için düzenleyici yetkilerini kullanması gerektiğini savunuyor. Beri taraftan da AB’nin sürdürülebilir yatırımları sınıflandırdığı Sürdürülebilirlik Taksinomisi gibi araçlarla teşvik uygulama yaklaşımının geliştirilmesini tavsiye ediyorlar. Bu uygulamalar esas alınarak hesaplanan “politika skoru” sonucunda oluşan liste, bankaların fosilden çıkışı benimsemekte ne kadar az mesafe kat ettiklerini ortaya koyuyor.

Haftalardır Marmara Denizi’nin ortalamanın çok üzerinde ısınması, derin deniz deşarjı, tür çeşitliliğinin azalmasıyla ekolojik dengenin yitirilmesi gibi çok sayıda olguyu konuşmaya başladık. Bugüne kadar yayınlanan söyleşiler ve raporlar ışığında, bakanlığın 22 maddelik eylem planını temel alarak yetkililerden ve deniz kirliliğinde en büyük pay sahibi aktörlerden cevap bekleyen soruları derledik. Konfeksiyon sektöründe, Giyim ve Tekstil İşçileri Sendikası’nın inisiyatifiyle ABD’nin ilk emek bankası olarak kapılarını açıyor. 1927’de ülkenin ilk kooperatif konut projesini finanse ediyor ve grev yapan işçiler için kredi desteği sağlıyor. Halen çoğunluk Birleşik İşçiler sendikasının olan banka 2011’deki “Wall Street’i İşgal Et” protestoları sırasında göstericilere lojistik destek verirken, bağışların toplandığı hesap da bu bankada açılmış. Bu, bankanın özellikle subprime piyasalar olmak üzere yatırımlarının tartışmaya kapalı olduğu anlamına gelmiyor. İzleme çalışmaları ve kampanyaların yanı sıra, şirketlerle kentlerin sebep oldukları karbon emisyonları ve azaltma planlarını paylaşmalarını teşvik için girişimler de bulunuyor. Bunların ilki ve belki de en önemlisi, 2000’de hayata geçen Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project ya da CDP). Proje kapsamında 2002’den bu yana 8 binin üzerinde şirket ve 550’nin üzerinde kent verilerini paylaşmış. Projenin Türkiye ayağı ise Sabancı Üniverpin-up casino tarafından yürütülüyor. CDP veritabanında kentlere dair veriler erişime açık, ancak şirketlere ilişkin veriler lisanslı, yani ücrete tabi. Neden tek çıkarı daha fazla kâr elde etmek olan bankacılık ve finans sektörü, bu kazancından vazgeçsin?

McKibben’a göre bunun bir yolu, insanların kirletici firmalara yatırım yapan bankalardaki hesaplarını kapatıp etik bankalarda hesap açmaları. Ama asıl değişim ise artan yüklerle fosil yakıtlara yatırımların getirisinin düşürülmesi ve daha uçucu hâle gelmesi. Yani finans dünyasının asıl çıkarını fosil yakıt yatırımlarından çekilmek olarak görmesi. ERBD 2019’un Ocak ayında karbon fiyatıyla ilgili detaylı bir strateji belgesi yayınladı. Dünya Bankası’nın ise karbon fiyatın ekonomik analizlerde nasıl kullanılacağına dair 2017’de  hazırladığı bir kılavuz mevcut. Kılavuzda bir projenin maliyet-etkinliği değerlendirmesini yaparken, ekonomik ömrü boyunca yıllık gölge karbon fiyatının yıllık toplam sera gazı emisyonlarla çarpılması tavsiye ediliyor. Böylece, sera gazı emisyonları dikkate alınmadığında son derece kârlı görünebilecek projelerin sorumlu oldukları kirliliği de ekonomik bir veriye aktarmak amaçlanıyor.

Ancak her ülkede şubesi yok ve çoğunlukla online olarak internet sitesi ve mobil uygulaması üzerinden hizmet veriyor. Ancak ABD ile Çin arasında yaşanan son gelişmeler özellikle Dünya Ticaret Örgütü nün amaçları ile uyuşmamaktadır. ABD nin dünyaya vaat ettiği en önemli şeyler bir tanesi güvenilir bir ekonomi ve bunun neticesinde rezerv para olarak doların geçerli olmasıdır. ABD, dünyaya güvenilir bir ekonomi olmanın gereğini yaparak doların rezerv para olmasını sağlıyor. Güçlü bir ekonomi olmanın bir ayağı da dış ticaretteki iyi performanstır.

Araştırmacı haberciliğin yanı sıra, yaşam alanlarını koruyan ya da çevre talanı nedeniyle hayatları etkilenen yurttaşların hikâyelerini aktarmak, beri taraftan teknik ve teknolojik inovasyonlara yer vererek çözüm gazeteciliğinin gelişmesini de sağlamak Gezegen’in amaçları arasında. MULTIMOORA sonuçlarına göre sırasıyla ilk üç il, İstanbul, Bursa ve Kayseri; son üç il, Bitlis, Hakkari ve Siirt olarak tespit edilmiştir. İnovasyon çıktılarına göre yapılan bu sıralamada sanayi üretiminin yoğun olduğu bölgeler üst sıralarda yer almaktadır. Bununla birlikte sıralamanın sonlarında sanayinin daha az gelişmiş olduğu ve hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olduğu doğu illerinin yer aldığı görülmektedir. Bahsedilen denkleştirme ya da karbon nötr durumu, bir hükümet ya da özel bir işletmenin başka bir ülkenin karbon salım hakkını satın almasıyla sağlanabiliyor. 2015’te imzalanan Paris Anlaşması’na gidilen süreçte salım hakkı üzerinden ticaret yapılması sıklıkla gündeme gelmiş ve eleştirilmişti. Bilim insanları ve iklim aktivistleri, “iklim adaleti” vurgusuyla gelişmiş ülkelerle kalkınmakta olan ülkeler arasında karbon salım hakkı anlaşmaları yapılmasına karşılar. Bunun yerine, kalkınmakta olan ülkelerde karbon sıfır toplumlar oluşmasına imkân tanımak için iklim alanındaki finansal desteklerin artması talep ediliyor. – Net sıfır emisyon hedefinin ana eksenini oluşturan unsur enerji üretiminde fosil yakıtların kullanımına son verilmesi; ulaşım da dâhil olmak üzere her alanda enerji ihtiyacının temiz, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği politikasıyla sağlanması. Bunu büyük çapta gerçekleştirmek için bazı hükümetler uzun vadeli planlar geliştirmeye başladılar.

Blokenin konulması ya da kaldırılması konusunda bankalar, herhangi bir hükümde bulunamaz. Bu konuda gelen resmî bildirimlerle hareket eden bankalar, emir gelmediği sürece bloke kaldırma ya da bloke koyma işlemlerini yapamaz. Borcun ödemesinin yapılması ya da borcun yapılandırılarak belirli bir miktarının ödenmesi sonrasında ilgili resmî kurumlara bildirim yapılmalıdır. Ancak hesap blokesi yalnızca banka borcu sebebiyle yapılmışsa, bu durumda borç ödemesi yapılır yapılmaz banka tarafından konulan bloke kaldırılabilir. Net sıfır emisyon politikalarına karşı çıkan çok güçlü başka sanayiler de var. Bu senenin başında New York Üniverpinup tarafından yayınlanan kapsamlı bir araştırmaya göre ABD’deki endüstriyel et ve süt ürünleri firmaları 2000’li yıllardan bu yana iklim politikaları aleyhinde lobiciliğe milyonlarca dolar harcadı ve harcamaya devam ediyor. – Başka ülkelerin şirketleri söz konusu olduğunda, diplomatik ve ticari ilişkiler vasıtasıyla bu şirketlerin merkezlerinin bulunduğu ülkelerin hükümetlerine kaygılar iletilmeli, yurt dışındaki faaliyetlerinin hesap verebilir olması talep edilmeli. – Doğa savunucularının ve eylemlerde yer alan her yurttaşın, sivil itaatsizlik gösterilerine katılmak da dahil olmak üzere, tüm haklarını güvence altına alacak ulusal politikalar tanımlanmalı.

Leave a comment